29 Haz 2023

Kanal İstanbul Hakkında



Kanal İstanbul






Kanal İstanbul
Ağustos 13, 2021



Kanal İstanbul, İstanbul‘un Avrupa yakasında Karadeniz’den Marmara Denizi’ne uzanması tasarlanan bir su yolu projesidir. Geçmişte benzerleri önerilmiş olsa da bu hâliyle Kanal İstanbul projesi 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Proje için ilk ihale 26 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirildi.

Gemi trafiğinde tonajlardaki artış, gemi boyutlarının büyümesi, akaryakıt ve tehlikeli maddeleri taşıyan gemi geçişlerinin fazlalaşması İstanbul üzerinde baskı oluştururken, İstanbul Boğazı’nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiğiyle dik kesişen kent içi deniz trafiği, alternatif bir geçiş koridorunun planlanmasını zorunlu hale getirdi. Marmara ile Karadeniz’i birbirine bağlayacak. 45 kilometrelik kanalın üzerine 6 köprü inşa edilecek. Üniversitelerden 200’e yakın uzman ekiple, 33 bilim dalında yürütülen çalışma sonucu hazırlanan dev proje tamamlandığında İstanbul’un çehresi değişecek. İstanbul’u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul’un üzerine 6 köprü yapılacak. Kanal İstanbul’un her iki tarafında 250 biner konutluk devasa şehirler kurulması planlanıyor. Kanal İstanbul için gerekli tesis ve yapılara ek proje bileşeni olarak 1 yat limanı, konteyner limanları, rekreasyon alanı ve lojistik merkezi yapılması planlanıyor.

Kanal İstanbul’un işletme aşamasında fonksiyonlarını sağlıklı olarak yerine getirebilmesi için de Karadeniz ve Marmara Denizi giriş bölgesinde dalgakıranlar, acil bağlama alanları ve demirleme alanları, römorkör bağlanma alanları, deniz fenerleri, bakım istasyonları ve işletme binaları, gemi trafik sistemi ve seyir yardımcıları oluşturulması hedefleniyor.

Üzerine 6 köprü yapılacak

İhale sürecinin ardından kanal inşaatı öncesi hazırlık çalışmalarının 1,5 yıl, kanal inşaatının 5,5 yıl sürmesi, projenin tamamlanma süresinin 7 yıl olması öngörülüyor.

İstanbul’u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul’un üzerine 6 köprü yapılacak. Kanal İstanbul’un her iki tarafında 250 biner konutluk devasa şehirler kurulması planlanıyor.





İlk köprünün temelinin atılmasıyla Kanal İstanbul, fiilen hayata geçirilmeye başlanacak. Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dahil) Projesi Başakşehir-Bahçeşehir-Nakkaş Kesim-08 (bağlantı yolları dahil) işi kapsamında, Sazlıdere geçişini sağlayacak şekilde inşa edilecek.

Ana açıklığı 440 metre uzunluğundaki köprünün, sağ ve solda yer alan 210 metrelik yan açıklıklarıyla uzunluğu 860 metreye ulaşırken, yaklaşım viyadükleriyle toplam uzunluğu 1618 metre olacak.

Eğik askı halat miktarı 136 ve ankraj miktarı 272 olarak hesaplanan köprü, trafiğe 2×4 şeritli hizmet edecek.

Köprünün platform genişliği ise 46 metre olacak. Gergin eğik askılı köprünün kuleleri, 196 metre yüksekliğe çıkacak.

Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Liste Güncellemesi




Tıbbî ve Aromatik Bitkiler Listesi Güncellendi




Sağlık Bakanlığı – TİTCK Bünyesinde yayınlanan Tıbbi Bitkiler Listesi güncellenmiştir.



Tıbbi ve aromatik bitkilerin bir çoğu özel yetiştirme teknikleri istemekte ve ilk gelişme dönemlerinde yabancı otlarla rekabet edememektedirler. Bu nedenle tohum yatağı hazırlıkları, dikim-şaşırtma işlemleri, bakım ve hasat-harman işlemleri diğer birçok kültür bitkisine kıyasla çok daha fazla emek ve işgücü istemektedir. Her birinin tarımında spesifik bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.


Bu tür bitkilerin tarımına başlarken pazarın önceden bulunması, alım garantisi veren özel sektörle işbirliği yapıldıktan sonra tarımına başlanmasında fayda vardır.


Kekik, adaçayı, lavanta ve biberiye gibi bitkiler eğer çelikten yetiştirileceklerse şaşırtma sonrası ve ilk gelişme dönemlerinde plantasyonlarının mutlaka sulanmaya ihtiyaçları vardır. Biçim sonrası sulamalar çok yıllık bitkilerin rejenerasyon kabiliyetlerini arttırdığı gibi yeşil herba (aksan) verimlerini de arttırmaktadır. Bahsedilen bitkilerin (spesifik türleri hariç) soğuğa dayanımları iyidir. Son yıllarda dünyada bu türlerden bazılarının sıra arası mesafelerinin arttırılarak kurak alanlarda tarımlarının yapılmasına yönelik uygulamalara gidilmektedir.


Çeşitli Araştırma Enstitülerinde farklı tıbbi ve aromatik bitki ıslah araştırmaları yürütülmektedir buralardan iletişime geçildiği taktirde çeşit ya da populasyon niteliğinde tohum veya çelik almak mümkün olabilecektir.


Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü: Anason, kekik, adaçayı, şevketibostan.


Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü: Kimyon, çörekotu.


Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü: Adaçayı, kekik, lavanta, dağçayı, biberiye, limonotu (Cymbopogon spp.) - çelik olarak.


Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü: Kekik, ekinezya, limonotu (Lippia citriodora), mayıs papatyası, lavanta.


Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü: Kekik, adaçayı, oğulotu, reyhan.


tibbi-bitkiler-listesi
















































































Tıbbi ve aromatik bitkilerin arazide yetişen yabancı otlarla rekabete girmemesi ve iyi gelişmesi gerekmektedir. Hastalık zararları doğa koşullarında pek görülmemektedir fakat kültürel yetiştiricilikte bunlara dikkat edilerek uygun ilaçlama ve ruhsatlı ilaçlar kullanmak gerekmektedir.

Sağlıklı Yaşamın Temeli: Temiz Damarlar

Damarlarımızın Temizliği




Damarlarımızın Temizliği

İnsan vücudundaki organların ve sistemlerin çalışması kan dolaşımının ne kadar iyi olduğuna bağlıdır. Kan dolaşımı, hem iç organlara oksijen ve besin taşınması hem de karbon dioksit ve metabolizmaya ait ürünlerin toplanması demektir. Çocukluk, ergenlik ve gençlik yıllarımızda daha fazla hareket ederiz, damarlarımız yeni, esnek ve temizdir. Organlara en üst düzeyde besin taşınır. Yaşlandıkça daha az hareket ederiz ve damarlarımız kirlenmeye başlar. Bu kirlenmenin birçok nedeni vardır. Kirlenme, sadece zarar verici (sigara içmek, kötü beslenme, çevre kirliliği, hareketsiz yaşam tarzı vb) faktörlerden kaynaklanmaz. Bazıları da yağ ve yağ benzeri maddelerin birikmesi (tüm organizmalarda görülür) gibi doğal sebeplerden kaynaklanır.

“Damarın kirlenmesi” ne demektir? Paslanmış bir soru borusu düşünün. Bu boruda ne olur? Suyun akması için daha fazla basınç gerekir ve üstelik suyun tadı bozuktur. İnsanın damarlarında da aynı şey yaşanır. Kolesterol ve diğer maddeler biriktikçe kanın geçebilmesi için daha fazla basınca ihtiyaç duyulur (damar kirliliği hipertansiyonun ana sebebidir), kanın içine yabancı maddeler karışır ve kan dolaşımı aksar. Bunun sonucu olarak da organlarda ve vücudun çalışma sisteminde değişiklikler meydana gelir. İnsanın cildi bile bir sistemdir.

Bedenin yaşlanması engellenemez. Dikkatli olursanız ve damarlarınızı temiz tutarsanız, vücudunuz mükemmel işleyişini sürdürür ve organlarınızda ya da eklemlerinizde ağrısız 20 yıl daha fazla yaşama şansınız olur. Diğer bir deyişle, damarlarınızı temizlemek ömrünüzü uzatır, sağlığınızı korur. Bu bir teoriden ibaret değildir.

damar

– “Kirli” damarlar ne tür hastalıklara neden olabilir?

Vücudun tamamı ceremesini çeker. Öncelikle doğrudan kan dolaşımına, bağlı organlar ve sistemler etkilenir. Yani kardiyovasküler sistem etkilenir.

Damarlardaki yabancı maddeler aşağıdaki hastalıkların görülmesine neden olabilir:

* Damar tıkanıklığı Damarlar işlevlerini iyi yerine getiremez: Kılcal damarlar tamamen tıkanır. Ana damarlarda yüksek seviyede kolesterol birikimi oluşur.
* İskemik kalp hastalığı. Kalp damarlarında düzenli kan yetersizliğinden kaynaklanır. Bunun nedeni de damarlarda biriken maddelerdir.
* Felç. Beyin dokusuna kan gitmesinin aksaması, sinir uçlarında ölüme neden olarak bazı fonksiyonların kaybedilmesine yol açar.
* Hipertansiyon. Biriken maddeler damar içinin daralmasına ve dolayısıyla kan basıncının artmasına neden olur.
* Varisli damarlar. Sadece bacaklarda değil (kadınlar için alarm demektir) vücut içinde de oluşur. Hemoroit, toplardamar genleşmesi sonucu oluşur.
* Toplardamar ve atardamar trombozu Damarlarda yabancı madde birikmesi tromboz oluşmasına ve damarın ölmesine neden olarak belli bir organın hücrelerinin ölmesine yol açar. Tromboz yapışık olduğu damar cidarından kopar ve kan dolaşımına girerse gittiği kalp damarını tıkayarak kalp krizine neden olabilir. Ölümle sonuçlanan kalp krizi vakalarının %70’inde bu durum gerçekleşir.

– Damarlarımızın tıkandığını gösteren başlıca belirtiler nelerdir?

* Migren
* Hafıza yitimi
* Kronik yorgunluk
* Uykusuzluk
* Cinsel sorunlar
* Görme ve duyma bozuklukları
* Yüksek tansiyon
* Solunum yetmezliği ve göğüs ağrısı
* Bacak cildinde renksizlik
* Adale ve eklem ağrısı

Bu belirtilerden birine sahip olup olmadığına bakılmaksızın 30 yaşın üstünde her insan her 5 yılda bir damarlarının temizliği için tedavi uygulamalıdır. Bu sayede sağlıklı bir yaşamınız olur.

Damarlar, özellikle yaşlı kişilerde, yabancı maddeleri toplar. Onun için sağlıklı beslenmeli, her gün hamburger patates kızartması yenmemelidir. Ağıza atılan her sucuk veya sahanda yumurta lokması, damarlarda belli bir miktarda kolesterol biriktirir. Bu işlem yıllar içinde artar.

Mars Bilim Laboratuarı – Curiosity’nin Yolculuğu

 



Mars’ta yaşam izi arayışları

Mars, insanoğlunu heyecanlandıran gezegenlerden biri. Bunun nedeni, bazı özellikleri bakımından Dünya’ya en çok benzeyen gezegen olması. Bu benzerlik ileride bir gün insanların burada yaşayabileceğini düşündürüyor! Yine de Mars’a ilişkin bildiklerimiz çok da fazla değil. Bu nedenle Mars’ı keşif çalışmaları son hızla sürüyor.

Mars’ı keşif için ilk çalışmalarda yörünge araçlarından faydalanılıyordu. Bu araçlar Mars yörüngesinde dolanarak fotoğraf çekiyor ve bunları dünyaya gönderiyordu. Zaman içinde uzay teknolojisi geliştikçe Mars yüzeyine iniş yapabilen araçlar geliştirildi. Bu araçlar sayesinde Mars’la ilgili daha çok bilgi elde edildi. Şimdi sıra Mars Bilim Labaratuvarı, diğer adıyla Curiosity'de (Curiosity İngilizcede “Merak” anlamına geliyor). Curiosity Nasa’nın Mars Keşif Programında kullanılmak üzere geliştirdiği bir araç. Curiosity’nin Mars’a gönderilme amacı daha önce gönderilenlerle aynı: Bir zamanlar Mars’ta yaşam olup olmadığını araştırmak. Mars’ın iklimini ve jeolojisini inceleme, insanlı keşifler için hazırlık yapmak.

Yaklaşık 1 ton ağırlığındaki Curiosity bir otomobil büyüklüğünde. Üzerinde kameralar, mini kimya laboratuvarları ve lazer gibi çeşitli aygıtlar var. Ayrıca kayalık yüzzeylerdeki tozu temzilemek, toprağı kaldırmak, kayaları delmek, örnek toplamak, örnekleri elekten geçirerek boyutlarına göre gruplandırmak ve bunları incelemek gibi işler yapabilen çeşitli bölümleri var. Curiosity’nin bu donanımı sayesinde Mars çok daha ayrıntılı bir biçimde incelenebilecek.

Ancak Curiosity’nin daha önce Mars’a gönderilen Spirit ve Opportunity gibi yüzey araçlarıyla ortak özellikleri de var. Örneğin her üç araç da bir altı çeker. Yani bu araçlarda motorun gücü altı tekerleğin altısına birden iletiliyor. Bu sayede de engebeli Mars yüzeyinde rahatça hareket edebiiliyorlar.

Curiosity’yi taşıyan Atlas-V adlı roket 26 Kasım 2011’de Amerika’nın FLorida eyaletindeki Cape Canevral uzay üssünden fırlatıldı. Kalkıştan yaklaşık 44 dakika sonra Curiosity roketten ayrıldı ve Mars’a doğru yol almaya başladı. Curiosity’nin 6 Ağustos 2012’de Mars’a Gale Kraterinin kuzeyine inmesi planlanıyordu ve tam bu tarihte görev başarıldı. Curiosity, 23 ay boyunca bu bölgede incelemeler yapacak. İncelemelerin burada yapılma nedeni, bu kraterin Mars’ın gelişimine ilişkin pek çok ipucu sağlayacağının düşünülmesi. Kraterin ortasında kalın tortul tabakalardan oluşan bir dağ var. Bölgede ayrıca suyun şekillendirdiği düşünülen bir takım yapılar da bulunuyor. Curiosity tüm bu yapıları inceleyerek Mars’ın oluşumundan bu yana nasıl bir iklime sahip olduğunu, üzerinde canlı yaşayıp yaşamadığını keşfedecek. Uzaya gönderilen araçlara genellikle güneş panelleri takılır ve bunlar sayesinde güneşten elde edilen enerji kullanılır. Ancak araştırmacılar Curiosity için güneş enerjisinden daha güçlü bir enerji kaynağı gerektiğine karar vermişler. Bu nedenle nükleer enerjiyle çalışan bir sistem oluşturmuşlar. Bu sistem Curiosity’ye görev süresi olan 1 Mars yılı, yani 687 dünya günü boyunca enerji sağlayacak. Mars'a 1960’lardan beri çok sayıda keşif aracı gönderildi. Bunlardan bazıları Rusya federasyonu, eski Sovyetler, Avrupa ve Japonya uzay ajanslarına ait. Bir bölümü ise NASA tarafından gönderildi. Curiosity, Nasa’nın Temmuz 1997’den beri Mars’a gönderdiği dördüncü yüzey aracı. İlk olarak kaykay büyüklüğündeki Sojourner yüzey aracının araştırmaları sonucu Mars’ın bir zamanlar dünyaya benzediği, yani yüzeyinde su bulunduğu ve kalın bir atmosferinin olduğu bilgileri elde edilmişti. Daha sonra 2003 yılında yaklaşık bir ay arayla gönderilen Spirit ve Opportunity adlı yüzey araçları iki farklı bölgeye indiler. Bunlar da incelemeler yaparak araştırmaları hızlandırdılar.

Curiosity daha önceki yüzey araçlarından çok daha ağır. Ayrıca üzerinde pek çok hassas aygıt bulunuyor. Bu yüzden Mars’a inişinde farklı bir teknoloji kullanıldı. Mars’a inişe üç dakika kala Curiosity’yi taşıyan uzay aracı bir paraşüt yardımıyla yavaşladı. Daha sonra daha da yavaşlatmak için ve yumuşak bir iniş yapmak için aracı ters yönde iten roketler çalıştırıldı. Son olarak bu araç Curiosity’yi çelik halatlar yardımıyla Mars yüzeyine tam istenildiği ve planlandığı gibi indirdi.

Şimdiye kadar Mars gezegenine gitmek için üretilmiş en gelişmiş uzay aracı olan Curiosity, 10’dan fazla kamerası, meteoroloji istasyonu, sondaj ve lazer ile çevreyi “tadarak ve koklayarak”  incelemesine olanak sağlayan araçlarıyla, Mars’ta geçmiş hayata ilişkin klimyasal temel yapıtaşları kalıntısı ve izleri bulmaya çalışacak.

Radyoaktif plütonyumun parçalanması sonucu açığa çıkan sıcaklığın verdiği enerjiyle çalışan bir motora sahip, yaklaşık 900 kilogram ağırlığındaki Curiosity, Mars ile dünya arasında, 14 dakikayı bulan sinyal ulaşma farkı nedeniyle Earthlings adlı bilgisayar yazılım şirketince geliştirilen yarım milyon bilgisayar kodunu izleyerek Mars’a inişini, dünyadan hiçbir yardım almadan kendi başına gerçekleştirdi.

En zor görev

Curiosity’nin kızıl gezegene inişi, bilim adamlarına göre, gezegenlerin robotlar vasıtasıyla araştırılması tarihinde Nasa’nın en zor görevi oldu. ABD’nin Florida eyaletindeki Cape Caneveral üssünden 26 Kasım 2011’de fırlatılan Curiosity, daha önce gönderilen uzay araçlarının aksine, hava yastıklarıyla inmek için fazla ağır olduğundan özel bir frenleme sistemiyle iniş yaptı. Araç, saatte 21 bin 243 km olan hızını, fren yaparak saatte 2,74 km’ye düşürdü. 570 milyon km’lik yol kateden robot, Mars’ın atmosferinin ilk tabakalarına girdikten sonra paraşütlerini açıp kapsülden ayrıldı.

Curiosity’nin iniş yaptığı alanın güneyinde, inişten 1 hafta önce bir toz fırtınasının belirmesi 2,5 milyar dolara malolan projenin başındaki Nasa ekibine soğuk terler döktürdü. Mars görevinde yardımcı bilim adamı ve Mars hava tahmincisi olarak görev yapan Aswin Vasavada’nın, fırtınanın söndüğünü ve tehdit oluşturmadığını bildirmesiyle ekip rahat nefes aldı. Curiosity’nin inişiyle 2004 yılından beri gezgende görev yapan Opportunity ile birlikte Mars’ta araştırma görevi yapan uzay araçlarının sayısı 2’ye çıktı. Curiosity Mars’ta hayatın izlerini arayacak. Curiosity‘nin Mars gezegenindeki araştırmalarına başlayacağı ilk yer, daha önce tabanında su olduğuna işaret eden mineral izlerine rastlanan, 5000 metre yükseklikte Sharp dağı üzerinde yükselen, 150 km genişliğindeki dev Gale Krateri.

Hayatın oluşması için gerekli üç unsur olan su, enerji ve karbondan sadece karbona dair işaret bulamayan bilimadamları, Curiosity’nin ana görevlerinden birinin önce dev dağa ulaşmak, ardından da kayaları yontmak ve toprakta sondaj yaparak karbon izi aramak olacağını belirtiyor. Mars üzerindeki gezisi sırasında radyasyon algılayıcılarını açacak olan Curiosity, böylece bilim adamlarına, Mars’ta görev yapacak insanların karşılaşması muhtemel riskleri daha iyi anlamalarını sağlayacak veriler gönderecek. Curiosity, Mars’ın bir zamanlar mikrobik düzeyde hayata uygun olup olmadığını araştıracak. Mars’a ulaşmak için 567 milyon km yol kateden aracın hedefi, Gale Krateri olarak bilinen alana inişi gerçekleştirmekti. Başarıya ulaştığı dakikalarda Nasa ekibi dakikalarca ayakta heyecanla ve sevinçle bu olayı kutladılar.

10’dan fazla ve fonksiyonel özelliklere sahip  yüksek çözünürlüklü kameralar Mars gezegeni hakkında bilinmeyenleri dünyaya en etkili şekilde, gerçek renklere sahip fotoğraflarla ulaştıracaklar.

Bir de Curiosity’nin en hoş özelliğini paylaşmak istiyorum: tüm dünya ülkelerinden Mars “Merak”lısı 2 milyon yolcu!

Nasa 2011 yılında yaptığı “Send Your Name to Mars” projesinde dünyadan toplam 2 milyon katılımcıya ulaştı ve tüm katılımcılara e-Sertifika verdi. Tüm katılımcıların ismini haftalar alan bir süreçte bir çip’e yazdırdı. Curiosity; içinde 29.298 Türk’ün de ismini taşıyan bu çipi Mars’a ulaştırdı. Ülkemiz 200 ülke içinde 8. sırada, bu da astronominin ülkemizde tanıtımı ve merak uyandırması açısından sevindirici bir gelişme.

(Yaşar ÖZER, Uzay Çobanları Dergisi – Eylül 2012 – Sayı: 6)




Nasa’nın, İmam Hatipli Birincileri

Nasa’nın, İmam Hatipli Birincileri




İmam Hatip Lisesi Öğrencilerinin Nasa’da Türkiye Birincisi oldukları Makalesi; NASA 2020-2021, 9-12. Sınıflar – Konu: “Uranüs’ün Uydusu Oberon”


“Uranüs’ün en karanlık ikinci büyük ayı olan Oberon’un bir gün bir uzay aracıyla ziyaret edilmek için en iyi yer olduğunu destekliyoruz.

İlk olarak, Oberon’un yüzeyine, yörüngesinin önemli bir bölümünü Uranian manyetosferinin dışında geçirdiği için doğrudan güneş rüzgârı çarpıyor. Kuzey yarımküre toprağının güneş rüzgârı nedeniyle atom çekirdeği açısından zengin olabileceğini düşünüyoruz. Bu unsurlar, yıldızlararası keşifler için faydalı kaynaklar olabilir. Ek olarak, güneş rüzgârı nedeniyle bir aurora meydana gelebilir ve yayılan ışığın dalga boyu bize rüzgarın içeriği hakkında bilgi verir.

OBERON; URANÜS’ÜN UYDUSU

Oberon, yaklaşık 6 kilometre yüksekliğinde bir dağa sahiptir ve Oberon’un yüzeyi, Uranüs uyduları arasında en yoğun kraterli olanıdır. Buna göre Oberon, aralarında en eski yüzeye sahiptir. Bu bilgiler çerçevesinde kuzey yarım kürede de dağ ve krater oluşumunun gözlenebileceğini düşünüyoruz. Bu alandaki jeolojik oluşum üzerine kapsamlı araştırmalar bize Oberon’un ve hatta kozmosun oluşumu hakkında veri verebilir. Bazı kraterleri kaplayan karanlık maddenin doğası bilinmiyor. Kuzey yarım kürede var olduğuna inanıyoruz. Bu malzeme keşfedilmemiş bir element olabilir. Dolayısıyla bu malzeme üzerinde yapılacak kimyasal analizler, bilimsel çalışmalar açısından insanlık için avantajlı veriler sağlayacaktır.

Kuzey yarımküre araştırmaları, buzlu mantonun bilinmeyen bileşiminin yapıtaşları hakkında bizi aydınlatabilir. İç kısımda hidrotermal menfezler olduğu düşünülürse, çekirdeğin yakınında küçük parçalar halinde yaşam olabilir.

Uranüs’ün en uzak ayı olan Oberon’u keşfederek güneş sistemimizin sınırlarını ve ötesini keşfedebilir, teknolojiyi genişletebilir ve yeni endüstriler yaratabiliriz. Oberon’da belki de aradığımız hayatı bulabiliriz.”

Bu harika bilimsel makale çalışmalarından dolayı ve elde ettikleri Nasa tarafından düzenlenmiş yarışmadaki başarılarından dolayı İmam-Hatip Liseli, Esma İclal Top ve Semanur Kılıç kardeşlerimizi tebrik ediyor ve öğretmenleri Fatma TATLI ADAL hanımefendiye teşekkür ediyoruz.  Ayrıca İZMİT MEHMET AKİF ERSOY KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’ne böyle başarılı öğrenciler yetiştirdikleri için teşekkür ediyoruz. 


Orijinal makaleye bu linkten ulaşabilirsiniz.








Bolşevik Çıfıtlar

Bolşevik ihtilalinde yahudiler Rusya'yı ele geçirdikleri zaman yaptıkları ilk işlerden biri, antisemitizme ölüm cezası getirmek oldu. Çü...